Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Zaten bir üyeliğiniz mevcut mu ? Giriş yapın
Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Üyelerimize Özel Tüm Opsiyonlardan Kayıt Olarak Faydalanabilirsiniz
Öncelikle şu konuyu netleştireyim sonrasında yazının devamını okumak isteyenler kalabilir. Thin Client’sız da VDI projesi olur. Peki nedir bu Thin Client mevzusu? Ne işe yarar? Neden VDI ile özdeşleşiyor?
Türkçe kaynaklarda ‘ince istemci’ diye geçen, gerçek anlamda Türkçe karşılığı bulunmayan bir kelime.
Bu cihazların orijinali zero-client olarak geçen Linux tabanlı işletim sistemi üzerinde çalışan donanımlardır. Üzerinde herhangi bir bilgi depolamaz, yalnızca yüklü uygulamaları çalıştırarak sunucu ile iletişim kurar ve bu sayede cloud computing, shared host ya da virtual desktops/apps çalıştırır. Temelde yaptığı şey çok basittir, arabirim cihazı olmaktır, sektörde aptal cihaz ya da dummy terminal diye de bilinir. Sonrasında bu cihazlar farklı Linux Distroları ile özelleştirildi, hatta Windows tarafında Embedded diye başlayan serüven Windows 10 iOT diye sonuçlanarak bu cihazlara uygun işletim sistemleri bile çıkarıldı. Haliyle zero-client’lara ek olarak farklı donanım seviyelerinde thin-client/mini-pc gibi cihazlar da üretildi.
Bu şekilde birçok madde daha sıralayabiliriz.
Şimdi uzun yıllar önce VDI pazarı büyürken sıkça kullanılan bir argüman vardı, VDI kullanırsanız fiziksel pc bağımlılığınız ortadan kalkar, tüm yükünüz sunucularınızda olur ve bu da konsolidasyon sağlar; sonra eklediler, thin client denilen cihazlarla beraber kullanırsanız fiziksel cihazlardan daha az enerji tüketimi sağladığı için enerji tasarrufu da sağlarsınız denildi. Hatta Green IT diye bi slogan dahi kullandılar. Burada amaçlanan şuydu, VDI zaten fiziksel kaynağa ihtiyaç duymadığı için, ortama bağlanmak için arada hangi cihaz olursa olsun onun için pek bi şey fark etmiyor. Bu aşamada VDI üreticileri ile Thin Client üreticileri kafa kafaya vererek marketing yaptı.
Şimdi işin tuhaf tarafı şu ki, insanlar yıllarca VDI sunumları yaparken içerisinde birlikte çalıştıkları Thin Client üreticilerini de ekleyerek bak bununla da kullanırsan şöyle avantajın olur böyle avantajın olur demeye başladılar, hatta Citrix ve VMware gibi üreticiler IGEL, ThinPro, Wyse gibi üreticilerle sırt-sırta çalıştı. Amaç notebook/desktop kaldırmak, yerine ufak ve monitör arkasına monte edilebilen donanımlar koymaktı. Kullanıcı gelecek, klavye ve mouse kullanarak tüm işlerini VDI ortamında halledecek ve bu süreçte masanın üstünde altında herhangi bir donanım görmeyecekti.
Şimdi adını vermeyeyim sonra Türkiye ofisi beni şikayet eder falan 🙂 Bir üretici kendine ait VDI protokolünü yaklaşık 4-5 sene önce falan çıkardı ya da olgunlaştırmaya başladı diyeyim. Ama son 1-2 senedir elle tutulur bi hale geldi hala eksikleri olsa da. PCoIP denilen bir protokolü kullandıkları dönem, adetli bir thin client satışı gerçekleştiriyorlar. Yıllar sonra bu müşteriyle yolumuz kesişiyor ve toplantıda konuşuyoruz, bize ellerinde halihazırda donanım olduğunu, bunu sorumlusu olduğum üretici ile kullanabileceklerini söylediler. Sonrasında 300+ adet yalnızca PCoIP ve RDP protokollerini destekleyen modelleri gösterdiklerinde bunun mümkün olmadığını söyledim. İşin komiği, mevcutta bunu satan üretici de yeni protokollerinin artık bu donanımı desteklemediğini söylemiş. Haliyle kullandıkları yazılımı bi üst versiyona çıkaramıyorlar, yeni bir yazılım alsalar o da protokolü desteklemiyor ve günün sonunda ne oluyor, müşterinin elinde yüzlerce hurdaya çıkacak donanım. Bi şekilde bu donanımların firmware’i olduğunu ve upgrade edilebileceğini söyledim, donanım üreticisi ile iletişime geçtiğimde, cihaz başına 150 usd civarında bir ücret ile bunu yapabileceklerini aksi durumda yeni cihaz almaları gerektiğini söylemişlerdi. Müşteri de yeni cihazlardan alsa ortalama 200-250 usd vereceklerini, daha güncel bir donanıma sahip olabileceğini söyleyip konuyu kapatmıştı.
Burada değinmek istediğim nokta ne VDI üreticisini ne de Thin Client üreticisini incitmek, buradaki konu 10 yıl boyunca hiçbir donanımsal upgrade’e ihtiyaç duymadan kullanılabilecek ve Green IT olması gereken arabirim cihazların hurdaya çıkması durumu. İşin magazinsel kısmını bi kenara bırakıyorum ve esas değinmek istediğim noktaya geliyorum.
Eğer mevzu eldeki kaynakları en iyi şekilde kullanmaksa, yapılacak mantıklı hareketlerden bi tanesi mevcuttaki donanımları bir Thin Client yazılımı ile dönüştürmektir. Bu sayede ömrü dolmuş cihazlar yıllarca kullanılmaya devam edilebilir veya pocket pc diye tabir edilen usb üzerine kurulu işletim sistemleri de yine aynı şekilde iş görmekte; hatta Chrome OS bile usb’ye kurularak kullanılabiliyor. Fikir olsun diye link bırakıyorum; https://support.google.com/chromeosflex/answer/11541904?hl=en
Thin Client iyidir hoştur ama VDI projelerinde bir zorunluluk değildir. Bu yüzden bir dijital dönüşüm yatırımı yapıp, dijital çalışma alanı kurmak istiyorsanız bu cihazlar için ek bir bütçe ayırmak zorunda değilsiniz. Mevcuttaki donanımı kullanmaya devam edebilirsiniz.
Okuduğunuz için teşekkürler,