Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Zaten bir üyeliğiniz mevcut mu ? Giriş yapın
Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Üyelerimize Özel Tüm Opsiyonlardan Kayıt Olarak Faydalanabilirsiniz
Bugünkü yazımda, Virtual Desktop çözümleriyle birlikte sıkça karşılaşılan bir terim olan “Persistency” (kalıcılık) kavramını ele alacağım. Persistency, bir sanal masaüstü oturumu sona erse bile, yapılan değişikliklerin ve depolanan dosyaların silinmeden korunması anlamına gelir. Bu kavramı daha iyi anlamak için, kalıcı (persistent) ve geçici (non-persistent) masaüstü türlerini inceleyeceğiz.
Persistent Desktop, diğer bir ifadeyle kalıcı masaüstü, tek bir kullanıcıya özel bir masaüstü deneyimi sunar. Bu masaüstü türü, oturum kapatılsa bile üzerinde yapılan değişikliklerin ve depolanan dosyaların silinmeden korunmasını sağlar. Kullanıcılar, bir sonraki oturumlarına başladıklarında, bıraktıkları yerden devam edebilirler. Bu tür masaüstleri, “Named Desktop” veya “Perpetual Desktop” olarak da bilinir. Kalıcı masaüstleri, kullanıcılara daha kişiselleştirilmiş bir deneyim sunar ve bu nedenle daha fazla kaynak gerektirir. Bu, özellikle kullanıcıların kendilerine özel uygulamaları veya verileri olmasını gerektiren senaryolar için idealdir.
Persistent Desktop modelleri, genellikle finans, sağlık, mühendislik gibi kritik verilerin sürekli erişilebilir olması gereken sektörlerde tercih edilir. Bu masaüstleri, kullanıcının tüm kişisel verilerini, uygulama ayarlarını ve masaüstü yapılandırmalarını saklar. Bu sayede, kullanıcının iş akışı kesintisiz bir şekilde devam eder ve kullanıcının çalıştığı ortam her zaman kişiselleştirilmiş olarak kalır.
Non-persistent Desktop, geçici bir masaüstü deneyimi sunar. Bu masaüstü türü, her oturumda kullanıcılara, “Master Image” olarak bilinen standart bir imaj sunar. Kullanıcı oturumu kapattığında veya bağlantısı kesildiğinde, masaüstü sıfırlanır ve tüm değişiklikler kaybolur. Bu tür masaüstü, çoklu kullanıcı desteği sunar ve kullanıcı bilgileri ile değişiklikler kaydedilmez. Non-persistent Desktop’lar, kaynak kullanımı açısından daha verimlidir ve “Concurrent Desktop” olarak da bilinir. Bu tür masaüstleri, özellikle kaynakların daha etkin kullanılması gereken senaryolarda tercih edilir.
Non-persistent Desktop’lar, özellikle eğitim kurumları, çağrı merkezleri veya geçici proje ekipleri gibi sürekli değişen kullanıcı gereksinimlerine sahip ortamlar için idealdir. Bu model, yönetim ve dağıtım kolaylığı sağlar, çünkü her kullanıcıya aynı standart çalışma ortamını sunar. Sistem yöneticileri, tüm masaüstlerinin aynı yapılandırma ve güncellemelere sahip olduğundan emin olabilirler.
Non-persistent Desktop with Profile Management, geçici masaüstü deneyimini yönetim kolaylığı sağlayan bir şekilde sunar. Kullanıcılar, her oturumda kişiselleştirilmiş bir masaüstü deneyimi yaşarlar. Kullanıcının oturumu kapandığında masaüstü temizlenir, ancak kullanıcı profili kaydedilir. Bu sayede, kullanıcılar bir sonraki oturumlarına başladıklarında, önceki oturumlarında yaptıkları masaüstü değişiklikleri ve kaydettikleri belgeler korunur. Bu modelde, sadece kullanıcı profilleri saklanır, uygulamalar ve işletim sistemi değişiklikleri ise Master Image’dan yüklenir. Bu yaklaşım, büyük yapılarda Master Image güncellemelerinin kolayca yapılmasını sağlar ve kaynak yönetiminde etkinlik sunar.
Bu masaüstü türü, kurumların IT yönetim ekiplerine büyük avantajlar sunar. Kullanıcıların profil ayarları ve kişiselleştirilmiş masaüstleri korunurken, uygulama ve işletim sistemi değişiklikleri merkezi bir şekilde yönetilebilir. Bu da, sistem yöneticilerinin işini kolaylaştırır ve kullanıcı deneyimini geliştirir.
Kalıcı ve geçici masaüstü modelleri arasındaki temel fark, kullanıcı deneyimi ve kaynak kullanımıdır. Kalıcı masaüstleri, kullanıcıların kişiselleştirilmiş deneyimler yaşamalarını ve tüm değişikliklerinin korunmasını sağlar. Bu, kullanıcının iş akışını ve verimliliğini artırırken, daha fazla depolama ve işlemci gücü gerektirir. Bu tür masaüstleri, bireysel iş istasyonları gibi senaryolarda daha uygundur.
Geçici masaüstleri ise daha verimli bir kaynak kullanımını teşvik eder. Bu model, kullanıcıların oturum sonrasında tüm değişikliklerinin silinmesini sağlar ve her yeni oturumda temiz bir başlangıç sunar. Özellikle çok sayıda kullanıcıya hizmet veren büyük kurumsal yapılar için idealdir. Kullanıcı profillerinin saklanmasıyla, kullanıcıların masaüstlerini kişiselleştirmeleri ve önceki oturumlarından devam etmeleri mümkün kılınır.
Persistency, Virtual Desktop çözümlerinde önemli bir kavramdır ve kalıcı ile geçici masaüstleri arasındaki farkları anlamak, doğru sanal masaüstü modelinin seçilmesinde kritik bir rol oynar. Kalıcı masaüstleri, kişiselleştirilmiş kullanıcı deneyimleri ve verimlilik açısından avantajlar sunarken, geçici masaüstleri kaynak verimliliği ve yönetim kolaylığı sağlar. Her iki modelin de kendi kullanım senaryoları ve avantajları vardır, bu yüzden organizasyonların ihtiyaçlarına göre doğru modeli seçmeleri gerekmektedir.
Bu bilgiler ışığında, Virtual Desktop çözümlerinde persistency’nin nasıl yönetileceği ve hangi modelin hangi senaryolarda daha uygun olduğu hakkında bilinçli kararlar alınabilir.